Çaycuma Mutlu Son

Çaycuma Mutlu Son

Kaderi gücendirdiÄŸi açıkça belli olan bir ahmak, çünkü annesi ön hole gelir gelmez, “Senin Miranda ile gitmen gerekecek, ” dedi. Çaycuma Mutlu Son Açık ki Tanrıların espri anlayışı pek saÄŸlıklı deÄŸildi. BoÄŸazını temizledi. “Sence bu zekice bir ÅŸey mi anne? Annesi ona sabırsız bir bakış attı. Çaycuma Mutlu Son “Kızı ayartacak halin yok, deÄŸil mi?” lanet olası. “tabii ki yok. Bir tek onun adının iyi mi anılacağını düşünmek gerekiyor. Oraya onunla aynı otomobilde gidersek insanoÄŸlu ne düşünür?

Herkes onunla baÅŸ baÅŸa bir kaç saat geçirdiÄŸimizi tahmin edecektir.” “hepimiz ikinizin kardeÅŸ kadar yakın olduÄŸunuzu bilir. Hem, aslına bakarsan Chester Park’tan bir mil önce buluÅŸup arabalarımızı deÄŸiÅŸtireceÄŸiz böylece de sen babanla beraber gelmiÅŸ olursun. Hiç sorun olmayacak. Aslen, babanla ben Olivia’yla baÅŸ baÅŸa konuÅŸmak istiyoruz.” “Åžimdi ne yaptı?” “Georgiana Elster’a aptal ördek demiÅŸ.” “Georgiana Elster aslına bakarsanız aptal bir ördek.” “Onun yüzüne demiÅŸ Turner! Onun yüzüne.”

Çaycuma Mutlu Son

“Onun açısından bir muhakeme eksikliÄŸi olabilir fakat iki saat boyunca azarlamayı gerektiren bir ÅŸey bulunduÄŸunu sanmıyorum.” “Hepsi o kadar deÄŸil.” Turner derin bir iç çekti. Annesi kararını vermiÅŸti. İki saat süresince Miranda ile tek başına olacaktı. Bu iÅŸkenceyi hak edecek ne yapmıştı? “Sör Robert kent’e koca kakım demiÅŸ.” “Sanırım, onun da yüzüne karşı söylemiÅŸ.” Leydi Rudland başını salladı. “Kakım ne demek?” “En küçük bir fikrim bile yok ama bunun bir kompliman olduÄŸunu sanmıyorum.”

“Kakım bir sansar, sanırım, ” dedi Miranda üzerinde mavi renkte bir seyahat elbisesi ile hole girdiÄŸinde. Her ikisine de gülümsedi, üzerinde sinir bozucu bir sakinlik vardı. Çaycuma Mutlu Son “günaydın, Miranda, ” dedi Leydi Rudland kesin bir dille. “Sen Turner’la gidiyorsun.” “Öyle mi?” kelimeleri neredeyse boÄŸazcaına dizilecekti bu yüzden bir kaç öksürükle durumu toparlaması gerekti

. Turner bundan çocuksu bir haz almış benzer biçimde görünüyordu. “Evet. Lord Rudland ve benim, Olivia ile gitmemiz gerekiyor. Herkesin içinde çok uygunsuz ÅŸeyler söylemiÅŸ.” Merdivenlerde bir kükreme duyuldu ve üçünün başı da merdivenlerden inen Olivia’ya döndü. “Bu gerçekten lüzumlu mi anne? Hiç kötü bir niyetim yoktu. Onun kulağına gidebileceÄŸini bilseydim Leydi Finchcoombe’a asla sefil cadaloz demezdim.” Leydi Rudland’ın yüzünden kan çekildi.